Birdenbire
08.02.2008 02:01:40
Merhabalar ;
Birdenbire,
Birdenbire;
Her şey birdenbire oldu.
Orhan Veli’nin de şiirinde dediği gibi her şey birdenbire oldu son günlerde. Yaz sırasında gündeme gelen ve otoparkta çekilmiş bir videoda Kobe Lakers yönetimini fırsat varken Andrew Bynum’u Jason Kidd karşılığında takas etmedikleri için suçlamış ve takas olmak istediğini o videoda da dile getirmişti. Çalkantılı günler bizi bekliyor gibiydi…
Bütün karışıklıklara rağmen Lakers’ımız 2007-2008 sezonuna beklentilerin çok üzerinde bir performansla başladı. Takımca gösterilen bu yüksek performans Kobe’nin yaz başında dile getirdiği takas olma isteğini “askıya almasına” ve taraftarların da yeniden umutlanmasına yol açtı. Galibiyetler arka arkaya gelirken Kobe her zamankinden daha da paylaşımcı ve takım arkadaşlarını da oyuna katmaya çalışan bir havaya büründü. Galibiyetlerde yaz boyunca çok çalışan ve artık NBA’de hatırı sayılır bir pivot olma yönünde ilerleyen genç Andrew Bynum büyük rol oynuyordu. Hücum anlamında çok etkili olmasının yanı sıra ribaunt ve savunmada da sağladığı pozitif katkı Lakers için çok önemliydi. Maç başına tutturduğu 2 blok ortalamasına ek olarak penetre eden rakip oyuncuların şutlarını değiştirmek konusunda da Bynum başarılıydı. İkinci olarak 3-peat kadrosunda da yer alan veteran PG Derek Fisher’ın kadroya eklenmesi, sayı gücüne ek olarak genç kadronun ihtiyaç duyduğu saha içi liderlik sorununa da derman oldu. Bir Smush Parker’ın saha içindeki duruşuna bir de Fisher’ın duruşuna göz atın…
Dişediş kanakan bir mücadelenin olduğu Batı Konferansı’nda diğer iddialı takımlarla kapışırken ve işler yolunda gidiyor gibi gözükürken Andrew Bynum’un ve özellikle savunmada çok önemli bir oyuncu olan yeni transfer Trevor Ariza’nın sakatlanması bir anda oluşan o pozitif havanın yok olmasına yol açmış gibi göründü. 8 haftaya kadar parkelerden uzak kalacağı açıklanan Bynum’un özellikle deplasman turnesinde olmayacağı gerçeği şok etkisi yarattı. “Tarih tekerrürden ibarettir.” yargısının gerçekleşme olasılığı hepimizi korkutmaya başladı çünkü geçtiğimiz sezon da sakatlıklar nedeniyle heba olan bir sezonumuz vardı. Lakers yine çok iyi bir başlangıcın ardından sakatlıklarla uğraşmaya başlamıştı. Kobe takımın en kolay maçları kazanması için bile yine 40’lı sayılar atmak zorunda kalmaya başlamış, topu tutamayan Kwame Brown’ın rezil performansı maçlara mal olmaya başlamış ve Bynum’un dönüşüne kadarki zor maçları atlatıp atlatamayacağımız bir muamma halini almaya başlamıştı… Ta ki Mitch kedi olalı bir fare tutuncaya kadar. Ta ki temelde Kwame Brown karşılığında Pau Gasol’u Melekler Şehri’ne getirerek bizi tekrar şampiyonluk adayı yapıncaya kadar. İşte Orhan Veli’nin dizelerinde belirttiği gibi “birdenbire” oldu her şey. Takas haberi bomba gibi düştü. Lakers taraftar forumları en kalabalık günlerini yaşarken organizasyonu da bir heyecan sardı. Mitch, Caron Butler karşılığında Kwame’yi almıştı. Şimdi yaptığı Gasol takası ile ise sonunda kedi olalı bir fare tuttu. Bütün otoriteler tarafından bir anda şampiyonluk adayı olarak gösterilmeye başladı Lakers. Özellikle Bynum’un sağlıklı bir şekilde dönüşü ligde enden bulunan çeşitlilikte ve genişlikte kadroya sahip olmamızı sağlayacak. Bynum’un Mart ayının sonuna doğru dönmesi bekleniyor. Bynum’un dönüşüyle oluşacak kadroya şöyle bir göz atarsak:
Fisher/ Farmar
Kobe/ Vujacic
Odom / Walton / Ariza
Gasol / Radmanovic
Bynum / Turiaf / Mihm
Kâğıt üzerinde bakıldığında bence NBA’de pek eşi benzeri bulunabilecek türden bir kadro değil bu. Genel olarak bakıldığında zaten farklı pozisyonları oynayabilecek türde bir yapıya sahip. (Örn: Kobe 2-3, Odom 3-4, Gasol 4-5) Bu yapı Lakers’a çok farklı beşlerle sahada bulunma özgürlüğü tanıyarak esneklik kazandıracaktır. Bu takas sonrası yapıda genel olarak göze çarpan ikinci nokta ise bence hücumda kazanılan çeşitlilik. Özellikle ideal beşiyle sahada bulunduğunda Lakers’ımızı durdurmak hiç de kolay değil. Gasol ve Bynum pota altında ciddi skor opsiyonları. Odom’un dış şutu çok isabetli olmasa da o da driveları ile etkili olabiliyor. Kobe zaten Kobe… Fisher’ın ne kadar keskin şutör olduğunu zaten bilmeyen yok. (tekrar izlemek isteyenler için en güzel örnek 2001 Final Serisi..) Yedekten de Radmanovic, Farmar ve Vujacic skor opsiyonu olarak öne çıkan isimler. Savunmada da her zaman yüreği ile oynayan savaşçı Turiaf ve (iyileşince) atletik forvet Ariza, kenardan gelerek takıma gerekli enerjiyi getirebilecek kapasitede oyuncular. Bench olarak da NBA’in kaliteli benchlerinden birine sahip olduğumuzu söyleyebiliriz.
Madem elimizde (sağlıklı olduğu zaman) şampiyonluk adayı bir kadro var. Bu kadroyu ve sezonun kalanını daha da detaylı incelemeliyiz. Oyun kurucu pozisyonunda veteran Fisher ve onun yedeği Farmar yeterli derinlik oluşturuyor. Vujacic de zaman zaman oyun kurucu rolüne soyunabilir. İki numarada zaten ligin en iyi oyuncusu var: Kobe Bryant. MVP’nin bu sene en sıkı adaylarından Kobe. Lakers kazandığı sürece de Kobe MVP ödülüne adım adım yaklaşıyor. Yedeği Vujacic de şutları ile olumlu katkı sağlıyor. Üç numarada ligin sıradışı oyuncularından Odom’a, saha içi zekâsı gelişmiş bir Walton’a ve Ariza’ya sahibiz. Odom biraz daha sorumluluk aldığı takdirde çok daha başarılı olabilecek potansiyele sahip. Özellikle Kobe de sahada bulunduğunda hücumda sorumluluk almıyor genelde. Agresif oynadığında ise çok başarılı olabilecek yeteneğe sahip. Dört numarada gözbebeğimiz İspanyol forvet Pau Gasol ile Lakers All-Star bir uzun kattı kadrosuna. Pota altında etkili olduğu kadar yüksek posttan da etkili olabilen, ikili oyunlardan Lakers hücumuna farklı bir boyut katabileceğini NJ maçında gösteren Gasol Lakers’ın bir kademe daha atlamasına yardımcı olacak diye umut ediyorum. Radmanovic de son maçlarda gayet başarılı bir oyun koyuyor sahneye. Özellikle üç sayılık şutları tabii ki onun en büyük özelliği. İkili sıkıştırma çekebilecek yeni bir oyuncuya da sahip olmuşken şutör oyuncuların önemi daha da artıyor. Beş numarada yeni yıldız adayımız Bynum çok çalışmasının ödülünü almışa benziyor. Şanssız sakatlığından umarım tam kapasitede döner. Açıkçası bir yaz içerisinde Bynum’un bu kadar hızla gelişebileceğine ben inanmıyordum. Kobe de Bynum’un gösterdiği performansı takdir ederek sağlıklı bir Bynum’la Lakers’ın şampiyonluk adayı olduğunu söyledi. Hem hücumda hem de savunmada çok etkili olan ve şimdiden ligin elit pivotlarını denize dökebilen bir oyuncu oluverdi genç Bynum. Onun yedeği olarak enerjisi ve yüreğini sahaya koymaktan çekinmeyen Turiaf da yaptığı bloklarla ve sahip olduğu ruhla bu takıma çok şey katıyor. Müzmin sakat Mihm’den ise artık açıkçası pek bir şey bekleyen olduğunu sanmıyorum.
Gasol üçgen hücumu oyun zekâsı sayesinde çok çabuk kavrayacaktır. Ayrıca uzun oyuncular için üçgen hücuma adapte olmak kısalara oranla çok daha kolay. Orta mesafe şutu olması, pas yeteneğinin de gelişmiş olması Gasol'u üçgen hücum içinde biçilmiş kaftan haline sokuyor.
Lakers’ımızın en büyük sorunu sakatlıklar. Her ne kadar Gasol çok önemli bir transfer olsa da bu takım sağlıklı bir Bynum’suz şampiyonluk seviyesinde değil. Bynum’un dönüş tarihi kadar nasıl döneceği de çok kritik. Umarım tam olarak hazır döner de 80’lerin anısına olası bir Lakers- Celtics finali heyecanı yaşarız yine.
Şu an itibari ile 31-17’lik bir dereceye sahibiz. Batı Konferansı’nda altıncı sıradayız. Batı öyle çekişmeli ki .600 galibiyet oranın üzerinde 8 takım var. Yani Şubat ayındaki zorlu deplasman turnesi ve daha sonrasındaki iddialı takımlarla olan maçlar play-off yolunda Lakers için çok önemli. Bynum dönene kadar pozisyonumuzu korumamız play-off a daha güçlü girmemiz ve eski şampiyonluk günlerine dönmemiz en büyük hayalimiz.
Kobe’nin sağ el serçe parmağı çıktığından son 2 maçta şut yüzdesi önemli derecede düştü. All-Star etkinlikleri çerçevesinde de 3 Sayı yarışmasına katılacağı açıklandı. Umarım eli bir haftaya iyileşir de heyecanlı bir mücadele izleriz.
Ayrıca Phoenix’in Shaq takasının da hayırlı olmasını dilerim. Umarım play-off da karşımıza çıkarlar. Şimdilik büyük bir kumar gibi duruyor Shaq.
Yazının sonuna New Jersey maçından önce Gasol’un yaptığı açıklamayı eklemek istiyorum. Açıkçası çok hoşuma gitti:
“"I'm starting to realize how big the Lakers are around the country and around the world,'' Gasol said before the game. "I had a little bit of a feel when they coming (into Memphis) because I see more Lakers jerseys than Grizzlies jerseys in the stands. But that happens everywhere.''
- Lakers’ın ülkede ve tüm dünyada ne kadar büyük olduğunu anlamaya başlıyorum. Memphis’e geldiklerinde de biraz olsun hissediyordum çünkü salonda Grizzlies formasından çok Lakers forması görüyordum. Ancak bu her yerde böyle oluyormuş.
HER ŞEYE RAĞMEN ALLAH KOBE Yİ LAKERSIN BAŞINDAN EKSİK ETMESİN
AYHAN BAYLAN